Diğer yandan FED, politika faizinin enflasyon yüzde 2,5’i aşıncaya ya da işsizlik oranı 6,5’in altına inene kadar sıfırda kalacağını, bu koşullar değiştiğinde artmaya başlayacağını duyurmuştu. 2013 yılının ilk ayının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, FED üyelerinin bir bölümü, parasal genişlemenin aracı olan tahvil alımına 2013 yılı sonuna kadar ihtiyaç olduğu yönünde görüş bildirirken, bazı üyeler alımların 2013 yılı sonundan önce yavaşlatılması ya da durdurulması gerektiğini savunuyor.
FED, 11-12 Aralık'ta düzenlediği toplantıda her ay 40 milyar dolar olan tahvil alımını 85 milyar dolara çıkarmış, tahvil alım süresini ise bir kez daha “ucu açık” olarak ifade etmişti. Toplantıda, ülkedeki işsizlik oranları yüzde 6,5'e düşene kadar kısa vadeli faiz oranlarını sıfıra yakın tutma politikasına devam etme kararı alınmıştı. Buna ek olarak, geçtiğimiz günlerde ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, borç tavanının arttırılmasına yönelik üç aylık bir anlaşmayı kabul edeceklerini açıkladılar. Sonuç itibarıyla, ABD ekonomisinin şimdiye kadar alınan tedbirlere vereceği tepkiye göre, bu yıl parasal genişlemede vites küçültülebileceği veya duracağı netleşmiş gibi görünüyor.
ABD tarafındaki parasal genişlemenin küresel piyasalarda başrol oynadığını gördüğümüz bugünlerde, hafta içerisindeki açıklanacak olan Chicago FED Net Aktivite Endeksi, Devam Eden Ev Satışları, MBA Mortgage Başvuruları, Konut Fiyatları Endeksi, IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, İşsizlik Başvuruları ve Yeni Ev Satışları verileri önemli görülmektedir. Geçtiğimiz hafta açıklanan ÜFE, TÜFE, Ham Petrol Değişimi, Devam Eden İşsizlik Başvuruları ve Philadelphia verileri beklentileri karşılayamazken, Perakende Satışlar, Net Uzun Vadeli EFT Akışı, Kapasite Kullanım Oranları, İlk İşsizlik Başvuruları ve Yeni konut Başlangıçları verileri beklentinin üstünde açıklanmıştı.
Almanya ve Fransa pahalı Euro’dan tedirgin
Euro Bölgesi’nde 3 yıldır devam eden borç krizinde en kötünün geride kaldığını iddia eden Avrupalı liderler, bu aralar artan işsizliği aşağı çekecek ekonomik toparlanmayı sağlamak üzere finansal piyasalarda sıçrama yapmanın yollarını aramaya başladılar. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Euro Bölgesi liderleri Kıbrıs için kurtarma paketini tamamlamak için daha fazla zaman isteseler ve önümüzdeki ay İtalya’da tapılacak olan seçimler endişeleri arttırsa da, kötünün geride kaldığını söyledi.
Diğer yandan, geçtiğimiz günlerde Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarının değiştirmemesi ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin konuşmasında Euro Bölgesindeki krizin yavaş yavaş iyimserlik göstermeye başladığını ve 2013 yılının ikinci yarısında toparlanmanın gerektiğini, enflasyonun yüzde 2’nin altına gerilemesi gerektiğini söylemişti. Euro bölgesindeki ekonomik görünüm ile ilgili olarak 2013’ün ilerleyen dönemlerinde ekonomik faaliyetlerin kademeli bir şekilde toparlanacağını düşünen Draghi, önümüzdeki dönemlerde herhangi bir aşırılık riski gözlemlenmediğini belirtti.
Draghi’nin konuşması sonrası beklenmeyecek şekilde yükselişe geçen Euro diğer AB üyelerini rahatsız etti. Eurogroup Başkanı Jean Claude Juncker, Lüksemburg'da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada Euro’nun değerinin tehlikeli şekilde yüksek olduğunu savundu. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere, Avrupa’nın ihracata dayalı ekonomilerinde paritenin yükselmesinin verdiği rahatsızlığın hala devam etmekte olduğu görülmekte. Avrupa tarafında Euro’daki aşırı yükselişin tedirginlik yarattığını gördüğümüz bu günlerde, hafta içerisinde açıklanacak olan Almanya Zew Ekonomik Kanısı, Avrupa Bölgesi Tüketici Güveni, Almanya Hizmet ve İmalat PMI verileri ile IFO iş ortamı endeksi verileri önemli görülmektedir. Geçtiğimiz hafta açıklanan Avrupa Endüstriyel Üretim, Almanya Toptan Satış Fiyat Endeksi ve Gayri Safi Milli Hasıla Artışı verileri beklentileri karşılayamazken, Almanya Tüketici Fiyat Endeksi, Avrupa Ticaret Dengesi ve Avrupa Tüketici Fiyat Endeksi verileri beklentiye paralel açıklanmıştı.
Moody’s den yeni not artırımı beklentileri yoğunlaştı
Türkiye piyasalarına baktığımızda, bu aralar gündemi yeni bir not artırımının gelip gelmeyeceğinin meşgul ettiğini görmekteyiz. Özellikle Moody’s’den yeni not artırımı geleceği son günlerde yoğun olarak konuşulmakta. Ancak yeni bir not artırımı gelecek olsa bile, bu durum ancak yatırım yapılabilir ülke puanının bir altına gelinecek. Diğer yandan, Moody’s’in yapacağı artırım çok daha önemli çünkü bu artırımla birlikte Türkiye ikinci yatırım yapılabilir ülke puanını almış olacak.
Türkiye tarafında yeni bir not artırımının gelip gelmeyeceğinin tartışıldığı bugünlerde, hafta içerisinde açıklanacak olan TCMB Faiz Oranı Kararı, Dünya Ekonomik Forumu, Kapasite Kullanımı ve Üretici Güveni Verileri önemli görülmektedir. Geçtiğimiz hafta açıklanan Bütçe Dengesi ve Tüketici Güveni Verileri beklentileri karşılayamazken, çeyrek dönemlik İşsizlik Ortalamaları beklentiye paralel açıklanmıştı.
Yasal Uyarı:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır ve yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kişisel kullanım içindir. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu bilgiler ve görüşler önceden haber vermeksizin değiştirilebilir. İntegral Menkul bilgilerin ve ifade edilen görüşlerin doğru, eksiksiz ve güncelleştirilmiş olduğuna dair (açıkça ifade edilmiş veya ima edilmiş) hiçbir beyan ve taahhütte bulunmaz. İçerik kesinlikle mali, hukuki, vergi veya diğer konularda bir tavsiye niteliği taşımadığı gibi, tamamen içeriğe dayalı olarak yatırım yapılmamalı veya karar alınmamalıdır. Herhangi bir yatırım konulu karar almadan önce bir uzmandan görüş alınmalıdır.
Sorumluluğun Sınırlandırılması: İntegral Menkul herhangi bir sınırlandırma olmaksızın, dolaylı, direkt veya bir fiilin sonucu olarak ortaya çıkan zararlar da dahil olmak üzere her türlü kayıp ve hasarla ilgili sorumluluk kabul etmez.